Porno Bağımlılığı Serisi - 2. Bölüm

İşte "limbik sistem" (ilkel beyin ya da memeli beyni). Turuncu renk ile vurgulanmış ve etrafında daha büyük bir beyin korteksi mevcut. Beynimizin bu kısmı tüm memelilerde aynı - az önce görmüş olduğunuz maymunda olduğu gibi.


Aşikar ki, sadece bir beyne sahibiz, fakat bazı parçaların özel işlevleri var. Bu parça(limbik) eski, 100 milyon yaşında, belki de daha eski. Tüm görevi hayatta kalmak ile alakalı. Sırf bunun fonksiyonları hakkında bir saat konuşabilirim, fakat bizim için önemli olan duygularımızı yönetiyor olması, korku, neşe, öfke gibi... Aynı zamanda çoğu arzu ve güdümüzün merkezi, açlık, eş seçimi ya da cinsel dürtüler gibi...

Görüyorsunuz ya, cinsel arzu ya da libido cinsel organınızdan kaynaklanmıyor. İşte burada başlıyor. Azdığınız yer burası. Aynı zamanda Coolidge Etkisini hissettiğiniz bölge. Hem de tüm bağımlılıkların kaynaklandığı yer, porno bağımlılığı da dahil.

Alttaki resimde dışı beyin korteksi ile kaplı içi siyahla boyanmış çeşitli hayvanlara ait limbi beyinlerin karşılaştırması var. Beyin zarını mantıklı, rasyonel beyin olarak düşünebilirsiniz - tıpkı "Star Treck" deki Spock gibi. Duygusal değildir; planlar yapar, beynimizin düşünen kısmıdır, ve zeki fikirleriniz buradan çıkar.


Beyin korteksi aynı zamanda hareketlerimizin sonuçlarını idrak eden kısımdır. Limbik sistem bunu yapmaz. Araba motorlarını düşünün. Hepsi aynı temel dizayna sahiptir. Aynı şekilde limbik sistemlerin de hepsi aynı, ister bir fareye,kediye, köpeğe ya da bize ait olsun. Ne zaman ki aç olduğumuzda, annelik yaparken, çiftleşirken, cinsel arzu duyarken, ya da bağımlılık duyduğumuzda, tüm memelilerde aynı beyin kimyasalları ve yapıları aynı işi yaparlar.

Gördüğünüz gibi, bilim adamları fare beynini farelere yardımcı olmak için incelemiyorlar. Bizim bağımlılıklarımıza ya da ereksiyonlarımıza ihtiyaç duymadan onların üzerinde bizim için deney yapabiliyorlar. Tüm memelilerin limbik sistemi aşağı yukarı aynı olduğu için pratik bir yöntem.

Şu hususun hatırlanmasında fayda var, limbik sistemimizdeki kimyasal denge dünyaya olan bakış açımızı şekillendiriyor. Ruh halimizi belirliyor. Eğer limbik sistemimiz denge dışındaysa, karar verme mekanizmamız da öyle oluyor.

En yalın haliyle, limbik sistemimizin tüm görevi "acıdan kaçmak" ve "zevki tekrar etmek." İşte, hayatta kalmak için acıdan kaçmak gerekiyor - hem fiziksel hem duygusal. Ve zevki tekrar etmek gerekiyor. "Sıcak sobakötüdür;dondurma iyidir; Anne iyidir; yılan kötüdür;porno iyidir." Olayı anladınız.

İşte limbik sistemin merkezi. Buna ödül döngüsü deniyor. Bazen ödül merkezi terimini duyarsınız. Beynin ortadan ikiye bölünmüş haline bakıyorsunuz. Bu döngü resimdekinden biraz daha büyük ve karmaşık, ama bu işimizi görür. Gördüğünüz gibi döngü limbik sistemden rasyonel beyne doğru gidiyor.


Ödül döngüsü tüm arzuları ve zevkin çoğunu hissettiğiniz yer, seks ve orgazm gibi. Aynı zamanda burası neyi sevip neyi sevmediğinize karar verdiğiniz kısım. İşte bu yüzden burası çok önemli. Küçük, fakat, öz itibariyle, çarkları döndüren yer. Ödül döngünüze danışmadan hiç bir kararınızı vermezsiniz.

Eğer bir şeye bağlandıysanız, burada olmuştur. Bu döngü hayatta kalma halimizi arttıran şeylerle karşılaştığında aktif hale gelir - ya da en önemlisi - genlerimizin hayatta kalma halini.

Kural şu: motive olmak için, beyninize bir "ödül" kaydetmeniz gerekiyor. Bu döngü zevk hislerini harekete geçiriyor ve aynı zamanda sizi zevk aramaya itmek için motive ediyor. Sizi yemek, seks yapmak, risk almak ve bağlanmak için güdülüyor. Aşık olduğunuz yer ve çocuklarınızı (ailenizi) sevdiğiniz yer burası. Takımınız kazanınca burası harekete geçiyor, ya da "alfa erkeği" gibi hissediyorsunuz, ya da bungee jumping yapıyorsunuz.

Deneyim daha heyecan verici hale geldikçe, ödül döngüsü daha çok aktif hale geliyor. Fakat bilmelisiniz ki burası aynı zamanda basit zevklerle de harekete geçiyor, tıpkı güneşin batışını izlemek, ormanda yürüyüşe çıkmak ya da kız arkadaşınızın size gülümsemesi gibi.

Kimyasallar beynin berlirli bölgelerini harekete geçirir ve durdurur. Ödül döngüsünü açan ana kimyasal, ya da nörotransmitter, dopamindir. Ödül döngüsü motorsa, dopamin de benzindir. Yüksek kalorili yiyecekler yediğinizde düşük kalorili yiyeceklere göre daha büyük bir dopamin patlaması yaşarsınız. Onları daha çok özlersiniz çünkü daha büyük ödül olarak kaydedilmiştir. İşte bu yüzden çikolatalı keki brüksel lahanasına tercih edersiniz. "Ver şu yüksek kalorileri bana" programıdır bu.

Şekeri düşünün. "Tatlı krizi " dopaminin ödül döngüsünde harekete geçmesinden kaynaklanır. Beyninize hücum eden kanınızdaki şeker değildir. Orgazm en büyük dopamin patlamasıdır, metanfetamin ya da kokain gibi uyuşturucuları saymazsak.

Dopaminin bir sürü takma adı vardır, arzu nörokimyasalı, "Bedeli ne olursa olsun benim olmalı!" nörokimyasalı. Bir şey yapmak için gereken tüm motivasyonu sağlar.. çünkü ödül döngüsü tüm motivasyonu oluşturan şeydir. O dondurmayı, hatta o porno yıldızı ile yatmayı istemiyorsun. Aslında ödül mekanizmanın daha çok uyarılmasını arzuluyorsun. Lotoyu kazanmak istemiyorsun; beyninin ödül döngüsünü harekete geçirmek istiyorsun.

Bir şeyi ne kadar istersen, o kadar büyük bir dopamin dalgası yaşarsın. Sizce neden şu serbest fonları olan milyarderler emekli olmuyor? Belli ki daha fazla paraya ihtiyaçları yok. Onlar borsada kazanıp daha fazla dopamin istiyorlar.

İşte dopamin salgısının normal bir örneği. Tıpkı bir roller coaster gibidir, çünkü biyolojide "yükselen şey aşağı inmek durumundadır." Bu yemek, seks, ya da susadığında içtiğin su olabilir. Diyelim ki, açsın. Dopamin artmaya başlar. Sonra bir hamburger düşünürsün, daha çok artar. Köftesi cız ederken, dopamin iyice yükselir. İlk ısırığında tavan yapmıştır. Sonra sen yedikçe düşer. Son olarak doyduğunda normal seviyesine döner.


Aynı grafik masturbasyon ya da seks yapmayı da temsil edebilir. Tepe noktası orgazm anıdır. Fakat, şunu belirtmekte fayda var ki orgazm anındaki deneyim opioid isimli başka bir nörokimyasaldan kaynaklanmakta, dopaminden değil. Dopamin seni orgazma sürükler, fakat orgazm hisleri başka bir şeyden oluşur.

Bu grafik aynı zamanda yeni ya da taze bir şey ile karşılaşma anını da göstermektedir, çünkü dopamin yeniliği sever: yeni bir araba, yeni çıkmış bir film, en son çıkan aygıtlar. Hepimiz dopamin bağımlısıyız. Tatlı söylediğinde dopamin fışkırır, tabağındaki henüz bitmemiş olsa bile. Tatlı yeni bir yiyecektir.

Pekala ödül döngüsünden çıkan dopamin doyum hissini, tamamlanmışlık ya da kafilik hissini zorlayabilir - rasyonel beyniniz aşırı yemek ya da porno izlemek hakkında ne düşünürse düşünsün.

Tıpkı yeni olan her şeyin başına geldiği gibi, dopamin seviyesi düştükçe o heyecan gider.

Şimdi, Coolidge Etkisine geri dönelim. Coolidge Etkisi'nin ardındaki dopamindir. Bu resimde, sarı çizgiler dopamin seviyelerini göstermektedir. Ödül döngüsü her çoğalmada daha az dopamin fışkırtır. Neticede erkek o dişiyle artık çoğalamaz çünkü yeterince dopamin salgılayamaz. Dopamin libidoya sebep olan şeydir.

Dişi #2 kafese atılır. Erkek yine bir dopamin fışkırtır, libidosu dalgalanır, ve işine geri döner.


Coolidge Etkisinin ardında bu vardır, ve yine bu yüzden porno izlerken yeni videolara tıklarsınız. Yeni bir şey izleyerek yeni bir dopamin boşalması yaşamak istersiniz.

Dopaminin bir diğer takma adı da "bağımlılık molekülüdür." Beyninizdeki değişimler dopamin değişikliklerine yol açarak bağımlılığa sebep olur. Kokain, alkol, nikotin hepsi farklı hissettirir, ama hepsi ödül döngüsünü dopaminle doldurur. Tüm bağımlılık yapan kimyasallar ve aktiviteler dopamin salgılatır. Bu da onları (potansiyel) bağımlılık yapan şey yapar. Elbette ki, bağımlılık yapan maddeyi ya da aktiviteyi bağımlılık yapması için devamlı kullanmanız gerekir.

Dopamin, mevcut zevk seviyeleri yerine beklentilere tepki olarak çıkar. Sizi "elde etmeye" güdüler. Size arattırır. Fakat bahsettiğim gibi, yemek yemekteki ya da orgazmdaki asıl zevkin kaynağı opioid dir, beyinde salgılanan morfin benzeri kimyasallar. Dopamin birşeyi istemektir. Opioid bir şeyi sevmektir.

Bağımlılık temelde dopamin peşinde koşmaktır. Yani bağımlılık daha çok isteme, fakat daha az sevme demektir.

İstemek ve ödül döngüsü adına konuşursak, aşağıdaki farenin ödül döngüsüne bir kablo ve o kabloya bağlı bir elektrot yerleştirilmiştir. Ne zaman ki farenin pençesi kola dokunursa, ödül döngüsünü harekete geçirecek kadar elektrik vermektedir. Bilim adamları farenin yere düşene kadar kola bastığını gözlemlemişlerdir -saatte binlerce defa. Yemek, uyumak, seks yapmak, hatta yavrularına bakmak için bile durmamıştır. O kola basmak için herşeyi feda etmiştir. Bildiğimiz gibi, bu davranış biçimi bazı ciddi uyuşturucu bağımlıları vakalarından farksızdır.


Bİr başka deneyde, bilim adamları kol ile fare arasına acı veren bir elektrik düzeneği yerleştirmişlerdir.Fareler kola basmak için o şoklara katlanmışlardır. Fakat fareler ile yemek arasına böyle bir düzenek kurarsanız fareler o düzenekten geçmez. Aç kalmayı tercih ederler.

Bir sonraki deney de dopaminin gücünü göstermektedir. Eğer bir farenin dopamin ile olan bağını keserseniz, motivasyonu sıfıra iner. Yemek tabağına yürümektense, açlıktan öleceklerdir. Ama yine de yemeği severler. Eğer ağzına yemek koyarsanız, onu yer ve küçük fare gülümsemeleri gösterirler. Ama gidip onu alma motivasyonları yoktur. Öylece yatarlar. Seks de yapmazlar. Erkek farelerde hiç libido göstergesine rastlanmamıştır.

Esas nokta: Normal davranmak için doru dopamin seviyesine ihtiyacınız var. Dopamin pek çok önemli iş için gerekli. Dopamin size pozitif bir dış görünüş, güzel tutum ve motivasyon sağlar. Bu arada, pek çok psikolojik problem dopamin dengesizliğinden kaynaklanır, bağımlılıklar dahil.


<Önceki Üst Devam Et >

1 yorum:

  1. Niye hiç yorum yok çok ilginç. Konuyla ilgili bilgiliyim ve birçok şey okudum/izledim ama burda yazılanlar cidden iyiler. Farklı şeyler de okuyorum çok iyi

    YanıtlaSil